Sülforafan, aslında birçok bitkide bulunan ve bu bitkilerin zararlı organizmalara karşı kendilerini korumalarını sağlayan bir bileşiktir.
Antioksidan ve metabolik etkileri güçlüdür. Sülforafanın, özellikle kalp için önemli faydalar sağladığını vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçar, bu bileşiği içeren gıdaların vücut sağlığına etkilerini şöyle açıkladı:
PARKİNSONA İYİ GELİR
Sülforafan, nörolojik hastalıklar ve bağışıklık sistemi sorunları olan kişiler için de faydalı bir bileşiktir. Parkinson gibi nörolojik hastalıklarda sinir hücrelerini koruyarak tıbbi tedaviyle birlikte hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya destek olabilir.
Ayrıca, bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara karşı direnci artırabilir ve vücudun genel sağlığını destekleyebilir.
DOĞAL YOLDAN ALINMALI
Sülforafan takviyeleri mevcut olsa da, gıda yoluyla almak genellikle daha etkili bir seçenek olarak öne çıkar. Takviyeler, vücudun ihtiyacını karşılayabilir ancak yüksek dozlar, mideyi ve sindirim sistemini zorlayabilir. Yüksek dozu tiroit fonksiyonlarını etkileyebilir ve tiroit sorunlarına yol açabilir. Bu durum, özellikle tiroit hastalıkları olan kişiler için risklidir.
Mide bağırsak problemleri yaşayanlar, alerjisi olanlar, karaciğer hastaları ve kan sulandırıcı ilaç kullananlar bu takviyelerden uzak durmalıdır. Hamilelik ve emzirme döneminde asla kullanılmamalıdır.Gıdalardan alınan sülforafan, doğal bileşenler sayesinde daha iyi emilir ve kalp sağlığı için de etkisi daha yüksek olabilir.
DAMARLARI KORUR
Vücuttaki iltihaplanmayı ve oksidatif stresi azaltarak damar sağlığını korumak mümkündür.
Bu sayede, damar duvarları daha sağlıklı kalır ve kalp hastalığı riski azalır. Sülforafan kalp damarlarında bu açıdan koruyucu etki sağlayıp, kalp krizi riskini düşürür.
Atardamarların duvarında oluşan kolesterol plakları da kalp krizi riskini artırır. Dolayısılya kolesterolle mücadelede, bilinçli beslenmenin ve düzenli egzersizin önemi büyüktür. Doğru gıdalara yönelmek yani sebze ağırlıklı beslenmek kolesterol değerlerini aşağı çekebilir. Özellikle sülforafan yönünden zengin beslenmek damarlardaki plakları temizleyerek kötü kolesterol (LDL) seviyelerinde düşüş sağlar.
Sülforan gibi antioksidanlar damarların esnekliğini koruyarak damar sertliğini önler ve tansiyonun dengelenmesine, dolayısıyla kalp krizi riskinin azalmasına yardımcı olur.
KANSER VE ROMATİZMAYA KARŞI DA ETKİLİDİR
Ailesinde kanser öyküsü bulunan kişiler, özellikle meme ve prostat kanseri gibi türlere karşı sülforafanın koruyucu etkilerinden yararlanabilir. Klinik veriler, sülforafanın kanser riskini azaltma konusunda faydalı olduğunu göstermektedir. Sülforafanın kolon (kalın bağırsak) ve akciğer kanserlerinden korunmada etkili olabileceğini gösteren çok sayıda çalışma da mevcuttur.
İltihaplı hastalıkları olanlar, özellikle romatolojik ve iltihaplı bağırsak hastalığı olanlar için de sülforafanın faydaları bulunmaktadır. Çünkü iltihaplanmayı baskılayarak hastalıkların ilerlemesini engelleyebilir.
HANGi GIDALARDA BULUNUR?
Sülforafan açısından zengin ve kalp dostu besinler arasında brokoli öne çıkar. Düzenli tüketildiğinde oksidatif stresi azaltarak kalp damarlarını korur ve böylece kalp krizlerinin önlenmesine yardımcı olur.
Araştırmalara göre çiğ brokoli, pişmişine göre daha fazla sülforafan içerir. Bu sebzeyi buharda pişirmek sülforafan içeriğini korur. Aşırı pişirmek ise bu bileşiğin kaybolmasına neden olur.
Brokolinin dışında Brüksel lahanası, lahana, karnabahar, turp ve roka gibi yeşil sebzeler de sülforafan içerir. Bu besinler, kalp sağlığını destekler. Düzenli tüketildiklerinde kalp damarlarını koruyarak sağlıklı bir dolaşım sistemine katkı sağlar.